Denize küçüklüğümden beri meraklı olma sebebim sanırım amcamın yat kaptanı, kuzenimin uzak yol kaptanı ve babamında amatör denizci olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Sonuçta küçük yaşlardan beri teknelerin üzerinde vakit geçiyorum.
Ayrıca 2000’li yıllarda sadece macera olsun diye 60 bin gross tonluk kuru yük gemisinde miçoluk bile yaptım. Mısır, Yemen, Djibuti gibi ülkelere Süveyş Kanalı’nı geçerek seyahat ettim. Benim için unutulmaz anılardır.
Gemide yaşadığım anıları başka bir yazımda ayrıca paylaşacağım.
Resimde göründüğüm gün Çam Limanı arkasına hafta sonu için konaklamaya gitmiştik. İstanbul Prens Adalarında tekne ile konaklamak için en ideal yer Çam Limanı’dır. Tabi o zamanlar (80’li yılların sonu, 90’lı yılların başlarında) iki, üç bilemediniz beş tekne olurdu. Geçtiğimiz yazda (2015) seksenin üzerinde tekne vardı, tek tek saymıştım. Nereden nereye? diyor insan.
Hiç unutmam sabah saat 6:00, 7:00 gibi kalkmıştım ve kuzenim ile babam güvertede dürbünle bir yere bakıyorlar. Gittim sordum “neye bakıyorsunuz” diyerek, meğer turist bir yelkenli tekne varmış, üstünde genç bir kadın çırılçıplak güneşleniyormuş. Çok gülmüştüm hallerine, tabii o zamanlar çok karşılaştığımız bir şey değil. Her zaman gülerim ve o anı hiç unutmam.