Kıbrıs tatilim, yavru vatan. Tatil için, hatta bazen yaşamak için bile düşündüğüm yavru vatanımız, Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti. 2013 Temmuz’unda 1 haftalık bir tatil ben ve bir kaç arkadaşımız oradaydık. Oradaydık derken ilk gidişimiz değil tabii. Ben daha önceleri bir kaç kez gittim. Çok yakın arkadaşım Oğuzhan ve ailesi orada senelerce inşaat yaptılar. Onlara gidip gelmiştim.
Ama bu tatile geliş sebebim, yanımızda bulunan arkadaşlarımızdan birinin aile dostu, yeni bir casinonun işletmesini almıştı ve biz de bu açılışa davet edildim.
Uçağa binmeden klasik free-shop gezmeler, içki ve çikolata reyonlarına dalıyorum. Bu arada Kıbrıs’ta normal tekel – bakkal içki fiyatları bizim free-shop fiyatlarımızdan bile daha düşüktür. Bunu belirtmeden edemeyeceğim. Gerçekten çok ucuzlar. Yasal sınırlar dahilinde tekel ihtiyaçları için bile gidip, gelinebilir.
Pegasus Havayolları ekonomik sınıf ile uçuyoruz. Ama maalesef Pegasus Havayolları’nda su bile parayla, evet doğru duydunuz, Su! THY gibi bir havayolu ile uçarsanız suyundan, viskisine her şey ücretsiz. Bunu da belirtmemde fayda var. Genel olarak 3-5 pahalı olur ama THY bu işte gerçekten iyidir. Pegasus Havayollarında bir adet 33’lük Efes Pilsen biraya hiç vergi olmamasına rağmen 5 Euro vermek biraz içime dokundu.
Otel açılışını işletmecinin çok yakınları tarafından davet edildik dedim ya, söylemesi ayıp değişik bir havam oldu tabii. Hava limanından özel VIP Mercedes Vito’larla alınmalar, dönüşte yine son model E250’lerle, şoförlerle bırakılmalar filan. Değmeyin keyfime…
Sonra otele yerleştim. Üst baş, kıyafet değiştirme derken, oteli keşfetmece. Akşam olması sebebiyle direk casino kısmına girdim. Burası tabii cıvıl cıvıl. İnsanlar, makineler, ışıklar… hiç durmayan bir para, fiş, ses akışı mevcut. Ben daha önceki Kıbrıs ziyaretlerimde hiç bu şekilde casino filan gezmemiştim, sadece merakımdan bir saat bir yere girip, çıkmıştık. Benim iyi ki böyle bir merakım yok. Ama insan gelmişken bir deniyor, oynuyor işte. O gece poker oynadım, rulet oynadım, makinelerle de zaman geçirdim. Makine, zaman geçirmek isteyen insanlar için birebir. Az para dönüyor, yani az para kaybedip, az para kazanabiliyorsun ama bu sırada ne istersen bedava. Poker, blackjack, rulet gibi oyunlarda paranızı daha hızlı kaptırabiliyorsunuz. Ben daha çok poker oynadım. İlk bir kaç gün kaybetsem de sonrasında kaybettiklerimi geri kazandım, tatilin sonunda zararsız kalktım.
Beş yıldızlı bir otelde sadece Casino muhabbeti yapacak değilim tabii. Hem havuzun, hem denizin ayrı ayrı keyfini çıkardım. Ama bilmenizi isterim. Kıbrıs’a Temmuz ve Ağustos aylarında denize girdiğinizde serinlemek yerine sadece ıslanıyorsunuz. Çünkü bildiğiniz deniz bile sıcak oluyor. Sizlere daha çok yaz başı veya yaz sonu gitmenizi tavsiye ederim. Yaz ortası gerçekten çok sıcak oluyor.
Tatil boyunca sürekli otelde takılmadım tabii ki. Ne kadar iyi bilsek de, arkadaşlarımızdan ailelerimizden aldığımız siparişler için Girne’ye inip alışveriş yapmam gerekiyor. Con kahvesi, orijinal Marob bıçakları, uygun fiyatlı çantalar, benim içki ve sigara alışverişlerim derken… tüm torbaları yükleniyorum.
Genel olarak günler; havuz, deniz ve akşamüstü bar ve geceleri casino arasında geçirdim. Akşam üstleri içkimi yudumlarken otel bahçesinden gün batımını izlemek gerçekten çok keyifliydi.
Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu tatil de sonunda bitti. Eşyaları toparladım, lobiye indirdim ve özel şoförlü araçlarla hava alanına bırakıldım. Sonrası malum… yine free-shop alışverişleri… check-in derken uçaktayım, bronz ve hafif kırmızı bir tonda eve yani İstanbul’a dönüyorum…